Amacımız daha önceden sevk ettiğimiz DRX4 Santrallerinin laboratuvar testlerini tamamlamak.
Cezayir, 1989 yılında yapılan seçimler ile çok partili sisteme geçti, yeni anayasa kabul edildi. Ancak gençler arasında huzursuzluk devam ediyor. FIS partisi resmen kuruldu.
Başkent Cezayir Akdeniz kıyısında ve özellikle balık restoranları oldukça popüler. En iyi Karidesleri buraya tatma şansımız oluyor.
Cezayir teknik ekibi Fransız kültüründen geldikleri için İngilizce anlaşmakta çok zorluk çekiyoruz. Zaman zaman tercümanımız bize yardımcı oluyor. Telekomünikasyon altyapısı diğer Maghreb ülkelerinde olduğu gibi gelişmesini tamamlayamamış ve farklı bir işaret diline sahip. Fransız Socotel sistemini çok çabuk anlıyoruz ancak sadece yazılım ile çözülemeyeceği gerçeği ortaya çıkıyor. Türkiye'nin gelmiş olduğu yüksek teknoloji sahipliğinden rahatsızlık her yönü ile belli oluyor.
Dört günlük kalışımızda eski Osmanlı mahalleleri geziyoruz ve gördüğümüz manzara oldukça rahatsız edici geliyor. Kanalizasyonun olmadığı, bakımsız bir yerleşim ile karşılaşıyoruz. Sistemler üzerinde tasarım değişiklikleri yapmak üzere dönüyoruz. Cezayir telekom mühendislerini Türkiye'ye davet ediyoruz ve testlere İstanbul'da devam etme kararı alıyoruz.
Güncelleme: Sevgili Ahmet Erkoç bana bir mail ile ziyaret konusunda daha ayrıntılı bilgi verdi, çok teşekkür ediyorum.
okumaya devam, Ahmet Erkoç yazısı
Merhaba Suat ağabey;
Geçmiş döneme ait bir anıyı aktarmak istiyorum. Gerçi sizin de dahil olduğunuz bir anı ancak görevler ve bakış açıları farklı olduğu için ben kendi bakış açımdan anlatacağım. Ancak bir resim maalesef yok bende. Biraz uzun yazdım ancak söyleyecek çok şey var.
Görüşmek üzere saygı ve sevgilerimle.
Yıl 1989’un sonbaharı. Muhtemelen Eylül ortası. Netaş Yurtdışı Satış bölümü Cezayir Telekom şirketine bir ürün satma çabasında. Onların ihtiyacına göre 2 shelflik bir PBAX oluşturulmuş ilk ürün olarak, kırsal santral olarak ta kullanılmak üzere. Ben Varification mühendisiyim. Sistemin testlerini laboratuvarda yaptım. Yakalayabildiğim hataları tasarımdaki arkadaşlarımız düzeltti. Çok hızlı olarak montaj dokümanı gibi bir dokümanı da ben hazırladım. Tam iyi bir doküman değil ama en azından var diyebiliyoruz, önemli. Yedek bir işlemci kartını da aldık depodan. Ancak ben tutturdum sisteme takıp çalıştığını göreceğim diye. Sahiden çalışmadı.Çok basit bir hata yapılmış, öndeki led ters bağlanmış, hemen düzeltti imalattaki arkadaşlarımız. Her şey tamam, seyahat günü geldi. Ekibin başında siz varsınız. Sistemin kurulumu, fonksiyonel testleri vs. gibi işleri bana vermişler yöneticim (Aydın Kubilay). Pazarlamadan Ahmet Gülbahar, Tasarım test gurubundan Mithat abi (Yaman), İsviçre üzerinden Alger (Cezayir) şehrine geldik. Aktarma falan derken öğleden sonrayı bulduk. Otele yerleşip yemek yedik. Sonra sunu slaytlarını hazırlamak için dördümüzde geç saatlere kadarçalıştık. Ertesi sabah büyük gün.
Cezayir Telekom ofisine gittik. Önce toplantı başladı, Ahmet Fransızca sunu yapmaya başladı. Hepimiz biraz tedirgin, müşteri sanki biraz aşağılıyor bizi sununun başında, hissediyoruz ama yapacak bir şey yok. Türkler de her nasıl olduysa santral yapmışlar, acaba çalışır mı havasındalar. Sununun ilk yarım saatinden sonra sizin yönlendirmenizle ben sistemin kurulumunu yapmak için dışarı çıktım. 5 dakika bile geçmeden bağladığım 7-8 telefon birbirlerini aramaya başlamıştı. Özellikle bütün telefonlardan birbirini aratmıştım. Çoğu da resimdeki gibi kadranlı telefonlar, zil sesleri üst seviyede. İçerde büyük sürpriz olmuş nasıl bu kadar kısa sürede montaj biter ve telefonlar çalışmaya başlar. Acaba bir hile mi var? Sahiden birbirleriyle konuşabiliyorlar mı? Toplantı odasının kapısı açıldı ve 3 Türk ile çok sayıda Cezayirli yetkili dışarı sistemin olduğu yere geldiler. Santralın çok kısa bir sürede çalıştığını biraz da hayretler içinde gördüler. Sistemi fonksiyonel özelliklerini ben anlattım. Diğer arkadaşlarımız da sorulara cevap verdiler. Böylece ilk gün tamamlandı hem de çok mutlu bir şekilde bizim için.
Beş dakikada nasıl montaj olduğuna gelince: Ben laboratuvarda hazırlıklarımı yapmıştım. Santrala sadece güç
kablosunun 3 telini bağladım. Telefon ve krone bağlantılarını yaptığım testler sırasında
yapmıştım, bozmadan öylece paketlemiştik. Sistem telefon bağlantılarında konnektörlüydü (back plane deki konnektörlere girecek şekilde idi). Böylece Müşteriye ilk şoku yaşatmış olduk. 4-5 gün sonra siz ve ben geri döndük. Arkadaşlarımız daha uzun testleri yapmak için kaldılar. Sonrası hatırladığım kadarıyla önemli bir satış olmadı.’’
Ancak o gün Netaş’ta çalışarak neler yapabileceğimizi teknoloji üreterek nasıl bir yere gelebileceğimizi hissetmiş ve gurur duymuştum. Şirketimizden, kendimden, yöneticilerimizden. Bu gün de çok söylenen yerli, milli, yüksek katma değerli ürün, tasarım gibi sözlerin nasıl değerli olduğunu biz hep birlikte 30 yıl önce yaşamıştık. Daha sonraki projelerde de defalarca aynı duyguyu yaşadık. Netaş’tan atıldıktan sonra yaptığım çalışmalarda ve akademik çalışmalarımda hep özlemle anmışımdır, o günleri, çalışmaları. Kendim, şirketim ve ülkem adına. Nasıl
büyük bir fırsatın da kaçırıldığını da anlayarak.
