Suat Baysan : "Unutmayalım ki, çok uluslu şirketler AR-GE faaliyetlerine devam etmektedirler. Türkiye’de madem bu kadar gelişmiş bir mühendislik yeteneği var, o zaman bilinçli bir şekilde ülkemizde tasarım yapmanın yollarını usanmadan aramaya devam etmeliyiz. Bu konuda atak davranan firmalarında yeni yasada olduğu gibi teşvike devam etmeliyiz."
Turk-internet.com : Peki bu çabalar bir şey getirecek mi bize? Dünyada bir yere gelebilir miyiz?
Suat Baysan : Türkiye’ye telekom alanında bir ilk olarak Netaş, Teletaş kurulduğunda, o zaman PTT’nin ve ülkenin altyapısının oluşturulması, üretilmesi ve tasarımların yapılması amacıyla kuruldular. 1980’li yıllarda Türkiye’nin en büyük AR-GE örgütlenmesi işte bu dönemde yapılandı..
Daha sonra uzun yıllar pazarda yaşanan değişim AR-GE ye olan ihtiyacı azalttı ve sektör daha çok ithal teknolojiye yöneldi. Firmalarımız eskiden olduğu gibi özgün ürünler geliştiremedikleri için sıkıntıya düştüler. İhracat geriledi. Oysa, telekom üreticilerinin AR-GE'si, otomotivden, beyaz eşyaya kadar herkesi sürüklüyordu.
Günümüzde ise yıllardır özlemini duyduğumuz AR-GE’nin dönüşünü gözlemliyoruz.. Türk Telekom’un ARGE atağı ve bu konuda değişik şirketlere sahip olması, Turkcell’in bir teknoloji şirketi olarak konumlanması ve Türkcell Teknolojiyi kurması, hepimizde yeniden bir AR-GE heyecanını başlatıyor.
Alternatif telekom işleticilerinde ise şimdilik pazarda tutunma ve müşteriye odaklanma gözlemlemekteyiz. Ancak çıkar yolun AR-GE olduğu konusunda bütün işleticilerimiz aynı düşüncede olduklarını açıklamaktadırlar.
Türkiye’de konumlanmış çok uluslu şirketler ile ilgili düşüncelerimi de kısaca aktarmak isterim. Genel yapılanması itibari ile bu şirketlerde satış ağırlıklı bir yapılanma uygulanmaktadır. Teşvik sistemi de bu süreci desteklemektedir.
Projeler ağırlıklı olarak sosyal sorumluluk çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. Ancak, ülke yöneticisinin kendi başarısı ile AR-GE ön plana çıkmaktadır. Belki de bu konuda farklı bir model uygulanmasını teşvik etmek için farklı yaklaşımlar sergilemek gerekmektedir.
Unutmayalım ki, çok uluslu şirketler AR-GE faaliyetlerine devam etmektedirler. Türkiye’de madem bu kadar gelişmiş bir mühendislik yeteneği var, o zaman bilinçli bir şekilde ülkemizde tasarım yapmanın yollarını usanmadan aramaya devam etmeliyiz. Bu konuda atak davranan firmalarında yeni yasada olduğu gibi teşviğe devam etmeliyiz.
Turk-internet.com : Peki bir de şu Nortel olayını sorayım. Neler oluyor? Klasik telekom vendorları batmaya mı gidiyorlar? Yurt dışında toto var biliyorsunuz, 2’nci sırada kim batacak filan diye iddialara giriliyor.
Suat Baysan : Türkiye’deki bilgi teknolojileri ve telekomdaki değişim dünyada da yaşanıyor. Sektördeki küresel firmalar birleşmelerle pazar ve teknoloji ikilemine çözüm aradılar. Yaşanan süreçte görüldü ki, çok büyük birleşmelerde kültür çatışması doğru yol haritalarının çizilmesini engelledi. Küçük firma satın alarak hızla sisteme dahil eden ve yeni hızlı şirketin kültürüne büyük firmayı adapte edebilenler ise başarılı oldu. Sanırım en önemli konu işte burada yatıyor..
Başarılı birleşmeleri çok farklı şekilde anlatmaya çalışacağım. Eskiden bir şirkete genç bir arkadaşımız katıldığı zaman kendisine bir “Abi” (Mentor) ataması yapılırdı. Sonuçta genç arkadaş sisteme uyum sağlardı. Halbuki, şimdi bu süreç tam tersine çalıştırılmaya çalışılıyor. Şirkette uzun zaman çalışmış bir yöneticiye yeni bir eleman kardeş (Mentor) olarak atanıyor. Amaç, eski yöneticileri güncel konularda haberdar kılma. İşte başarı burada yatıyor.
Peki, Türk yöneticiler böyle bir değişime hazır mı? Sanmıyorum. Dünyada bu süreç insan kaynakları kontrolünde yürütülüyor. Yöneticiler güvenli alanlar “Comfort zone” dan çıkarılıyor. Sanırım sıkıntıda olan firmaların başına gelen işte bu değişimi yakalayamamak.
Turk-internet.com : Kriz TESİD üyelerini nasıl etkiledi? Türk Telekom sektörü nasıl gidiyor?
Suat Baysan : Her sektör gibi krizden elektronik sektörü de etkilendi. Elektronik sektöründe faaliyet gösteren büyük bir alt sektör tüketici elektroniği üreticileridir. Üretimde bir düşüş olduğunu takip ediyoruz. Mart ayı başında rakamları sağlıklı bir şekilde ortaya koymaya çalışıyoruz.
2009 yılında, telekom sektöründeki hareketlenme ile ve savunma sanayiinin yerli katma değeri arttırma vizyonu ile çok zor bir yıl da olsa, mücadelenin devam edeceğinin göstergeleri. Sayın Murat Bayar’ın savunma sektöründe “Yerli tedariğin toplam tedarikin % 48’ine ulaştı” mesajı bizleri oldukça sevindirdi.. 3 sene önce, aynı rakam % 25’ti.
2009 yılını hep birlikte yaşayacağız. Elektronik sektörünün ihracatta yakaladığı başarının temek unsuru olan tüketici elektroniği ürünlerinin Avrupa Pazar payının devamı ve bu başarının diğer alt sektörlere de yaygınlaşması en büyük arzumuzdur. Ancak bu şekilde krizden en az etkilenerek önümüzdeki yılı hasarsız geçirebiliriz.
Bu vesile ile ben de bütün okuyucularınıza en içten dileklerimle başarılar diliyorum.