Özlemle,
içtenlikle peşinden sürüklendiğimiz yenilikçilik, zaman zaman bir
kaplumbağa bazen de telaşla koşan bir tavşan misali cazibesini benzersiz
sürdürüyor. Şimdi ise basmakalıp sistemlerden vazgeçmemiz için yaşam yeni deneyimleri
benimsememizi mi hızlandırıyor? Kısıtlamalar, evde kalma, sosyal mesafe, maske,
anlayışla karşıladığımız çepeçevre koruma önlemlerine alıştık gibi. Tanıklık ettiğimiz sürecin bir açılır/kapanır pencere benzeşimi olduğunu dışarı
bakışımızın ötesinde doyumsuz değişimin esintilerini hissederek, yarını yeniden
tasarlamayı planlamak olarak değerlendireceğimiz fırsat olduğunu kestirmemiz
daha doğru olmaz mı?
Zor olanı
seçmek, aracı ilerisi kapalı otoyoldan çıkarmak, geleneksel alışkanlıklarımızdan
vazgeçerek dağ yollarına sapmak… Hevesle doğanın, şartların değişimine tanık
olmak, arazide de çevik hareket ederek aynı sonuca erişmenin kolaylıklarını
öğrenmek. Aslında farkında olmadan, öncesinde bocalama yaşadığımız bilmeceyi
şimdi çok daha etkin çözebilmenin sırlarını yakalamak. Ve… Birdenbire yeni
hünerler ile becerilerimizin küresel gücünün devre dışı kaldığını kabullenmek.
Tedirginliği bir tarafa bırakmak ve zamanın eşitlendiği, mesafe ve mekânın
ortadan kalktığı bambaşka bir sistemin içinde yerimizi almak, çabalamak,
gayretli olmak…
Dünyanın her
ülkesine, en ücra köşesine, her hangi bir zamanda önemli bir görüşmeye
katılmak, hemen sonucunda bambaşka bir mekânda zahmetsizce kişisel aile
kucaklaşmasında buluşmak. Kalıcı olarak edindiğimiz yetimizden ürkmek yerine
yeni doruklara tırmanmanın seçeneklerini değerlendirmek dolana dolana tırmanmak
yerine mancınık ile yeni sisteme zıplamak.
Ustalıkla
değerlendirmek sizin elinizde, hangi yöntem, nasıl sorusunun cevabı sadece tek
başınıza hareket etmemek olacaktır. Takım ile birlikte tırmanışın sayısız beklenmeyen
sezgilerin algılanmasında fark yaratacağını adımların atılması esnasında
yaşanacak yanlışlıkların, takım arkadaşlarını birbirlerine bağlayan ağ ve ipler
sayesinden giderileceği kuşkusuzdur.
Peki, zamansız
mekân platformu için yanıp tutuşurken ihtiyaç duyduğumuz özgüveni uzakta aramak
yerine yanımızdan hiç ayırmadığımız çantamıza bakmaya ne dersiniz? Durup
düşünmek, yıllarca incecik ayrıntıları ile dikiş, nakış misali biriktirdiğimiz
yetilerimiz. Çantayı açıp baktığımızda karşılaşacağımız dört temel bölüm içinde
kabiliyetlerimiz sıralandığını, ağırlıklarının verdiğimiz önem çerçevesinde
şekillendiği fark edilecektir. Yetenekler ve ince beceriler olarak da
ayrıştırılabilecek olan bölümlerin anlamı duyarlıkla listelenmelidir.
Zamansızlığa
ayak uydurmanın kıstasları, bölümlerde listelenen bilgilerin hangisinin, birinci,
birlikte taşınacağı, ikinci, yatay eksende geliştirilecekler (reskill), üçüncü,
dikey eksende kazanımlar (upskill) ve belki de en önemlisi dördüncü, geleneksel
davranışlarımızdan unutmamız gerekenler (unlearn) olacaktır.
1 Açık
denizlere yelken açmak, 2 doğru öngörü yapabilmek, 3 kendimizi yetiştirmek,
zamansız sanal mekânların kapılarının açılmasında anahtar olacaklardır. Eskiyi
unutmaya cüret etmekle başlayarak ünlü düşünür Mevlana’nın sözlerini hatırlamak
ne kadar anlamlı, sanki tam da bu günleri dizeliyor.
Her gün göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan donmadan akmak ne hoş
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
Üzerimize
düşeni, iğne ile kuyu kazmak misali önce kendimizin farkına vararak, sürekli
öğrenmeyi benimseyerek ve… Öğrendiklerimizi paylaşarak ekranda yeni
benliğimizle yer almak… Hadi başlayalım.
Sıkıntılı
sürecin biran önce sona ermesi dileklerimle, yeni sanal ortamların yaşamımızın
kaçınılmaz paydaşı olacağı bilinci ile başarılar diliyorum.