İtibarlı liderlerin son zamanlarda uykularını kaçıran öncelikli husus, bilgi üretmek ve ağ ile paylaşmak üzerine kurgulanmış yönetsel yapıyı tanımlayan denklemin, yeniden yazılmasıdır. Çapraşık sorunlara çözüm arayışını sürdürme sürecinde açıklık ile korumacılık güvenlik arasında çekiştirilmekte boğuşan değerli yöneticiler, şimdi de ikilemlerine sanal mekân zamansızlığını da eklemek zorunda kaldılar.
Kurumların sahip oldukları strateji,
sistem, analiz, ürün, içerik, fikri mülkiyet, müşteri, iş ortağı, çalışan bilgisinin
bağımsız olarak değerlendirilmesi neticesinde niteliğinin belirlenmesi
bilgiyi kıymetlendirecektir. Siber saldırganların amacı bilginin
değerinin farkına vararak bireyi, kurumu derinden yaralayacak düzenler ile
hedeflerine vakit kaybetmeden ulaşmaktır. Maksat acımasızca kaynaklara
kastetmek olunca farklı biçimlerde tükenmek bilmeyen ele geçirme ile
karşılaşılacağı kesindir. Yazılım zaaflarından faydalanmak, virüsleri gizlice
sisteme yerleştirmek, sahte görüntü ile kandırmaya çalışmak ve elbette anlamsız
trafik (DDOS) yaratarak iletişimi kilitlemek yaygın yöntemlerdir. Farkına
varılmamaktan medet ummak nafile, uzlaşmak ise boşa çabadır. Gelişigüzel yaklaşım
ve hafifsemek anlamsızdır. İş tarzını haritalamak, güçlü ve zayıf burçları,
gedikleri belirlemek, sağlamlaştırmak, kuşaklamak zorundayız. İkilem ile
yüzleşmek, tutku ile gönül vermiş başarı için mücadele eden paydaşları gözetmek
kollamak önceliğimiz olmalıdır. Liderliğin ustalığı, yeni oyun alanını baştan
savılacak gibi değil, belirsizliği netleştirmek, çıkarları korumak ve fark
yaratacak sert doğa koşullarında ilerleyerek ortaya çıkmaktadır.
Yunus Emre ne güzel söylemiş…
Bir korku düştü canıma acep n’ola benim halim
Derman olmaz ise bana acep n’ola benim halim
Ne ayak tuta, ne elim, ne aklım kala, ne bilim
Cevap vermez ise dilim acep n’ola benim halim
Hazırlıklı olmak, deneme yapmak,
sürekli gözlem, öğrenme, düzeltme… Belli ki derman, meraklı olmak,
rahatına bakmamak, önemsemek, güven, doğruluk ve kusursuzluktan ibarettir.
Bilgiye ne pahasına olursa olsun
erişmek, rekabetin bir adım önünde yer almak, tahmin edildiği gibi çağdaş,
internet, çevrim içi, zamansız sanal siber ortamlar ile donanmış günümüzden çok
çok eskiye dayanmaktadır. İlk kripto biliminin M.Ö. 60’lı yıllarda Roma
İmparatoru Sezar tarafından başlatılması tesadüf olabilir mi? “Caesar Ciper”
yazılı metin üzerindeki her harfin üç basamak geri kaydırılması ile oluşan zamanın
karmaşık algoritmasının komutanları tarafından kolayca kestirilebilmesi için
dairesel bir cihaz icat edilmek zorunda kalınmıştır. Örneğin SALDIRI = PTHAFOF olarak
gönderilen mesajın içerdiği şifrenin uzun süre çözülememesine günümüzde komik yorumlar
getirebiliriz. Toplumun bırakın şifre çözmeyi okuma yazma dahi bilmemesi (%5)
Sezar’ın orduları ile iletişimini kesintisiz sürdürmesini sağlamıştır.
Yakın geçmişimizden bir örnek ile
devam edelim. 1970 yılında IBM firması tarafından geliştirilen 64Bit DES (data
encription standard) ancak 1999 yılında kırılabilmiş ve kullanım dışı
kalmıştır. Günümüzde AES (advanced encription standard) 256 bit seviyesinde
açık ve kapalı akredite anahtar sertifikaları ile siber güvenliğin boyutunu dikkatlice
yeniden inşa etmiştir. Böylece etkin elektronik ticaretin alt yapısını
oluşturmuştur.
Pandemi ile birlikte zamansız
sanal ortamlarda yaşamayı öğreniyoruz. Bugünün dünyasında Gafil avlanmamak,
dizginleri ele almak, umursamak, her an saldırıya hazır olmayı hesaba katmak
zorundayız. Unutmayalım siber saldırıların artarak devam edeceği, verecekleri
küresel hasarın önümüzdeki 3 yıl içinde 145 Milyar $ olacağı uzmanların
tahminidir. Telaşa kapılmadan, gevşemeden, üretken olmayı ve ağınızı genişletmeye
olan isteğinizi hevesli, canlı, tutkulu sürdürmenin şartlarını zorlayarak
alışkanlığa dönüştürmenizi diliyorum.
Esen Kalın.