Varlığımızın derinliklerine gizemli yolculuğun neticesinde iç evrenimizin sırlarını çözmeye çalışmakla kalmamış, aynı zamanda gerçekliğin ne olduğunu da sorgulamış. Sonsuz kıvrımlı yoğun yumak, milyarlarca beyin hücresinin ve trilyonlarca bağlantının sağladığı kabiliyet ile kendimizi anlamanın da ipuçlarını oluşturuyor. Kişiliğimizin beynimizi, beynimizin ise bizi nasıl şekillendirdiğinin anlatıldığı öyküyü heyecan ve merak içinde sürüklenerek okudum.
Sizlerle
paylaşmak istediğim ikinci eser Japonya’dan. Ünlü yazar Kazuo İshiguro “Klara
ve Güneş” yapıtında ilk defa sanki bugün yaşıyormuşçasına farkına varmış olduğum
“YA” Yapay Arkadaş kavramı ile beni tanıştırdı. Eser yapay zekâ ve robotik
teknolojilerinin buluşması sonucunda hayal gücümüzün sınırlarını zorlayan
şaşırtıcı bir hikâye. Klara bize
sevginin, duyguların, öğrenmenin, gözlemlemenin kendi davranışlarını nasıl
biçimlendirdiğini anlatıyor. Klara’nın
İnsanlarla birlikte olmayı sorguladığı, anlamaya çalıştığı, yaşadığı ikilemlere
anlam yüklediği, dinmeyen çabasını duraksamadan okudum.
İlk olarak bilimsel
somutluklar, ikincisinde değer yargılarımızı çıplak gerçeklik üzerine yeniden
düşünmeye sevk eden iki koskocaman eser…
Kuşkusuz neredeyse
olağanüstü seviyede yararlandığım kitapların bir de ortak yanının olduğunu
keşfettim. “Görüntü İşleme”. David Eagleman baktığımız diğer kişilerin yüz
ifadelerinden nasıl bir duygu içinde olduklarını anlamanın sadece gözlem ile
mümkün olamayacağını açıklamış. Beynimizin görüntüyü işleyerek kendi yüzümüze
de aynı şekli vermeye uğraşması sonucunda daha hassas karar verebileceğimizi
anlatmış. Yazar yüzümüzdeki mimetik kasların, görüntü işlenerek, karşı tarafı
taklit etmesini farkında olmadan uyguladığımızı vurgulamış. Dolayısıyla kendi
yüzümüzde oluşan değişimi hangi koşularda ürettiğimizden hareketle tahmin
yürütebileceğimizi belirtmiş. Tersine mühendislik benzeri bir işlem olarak
yorumlarsak sanırım yanılmamış olurum.
Yukarıda
tanımlanan yeteneğe sahip olabilmek için, Klara
nasıl bir donanım yapısıyla tasarlanmış sorusunun cevabını biraz da duygusal
mavi göklerdeki bulutlar içinde hayal ettim. Diğer yandan yazılımın temel
felsefesinin öğrenme üzerine kurguladığını, deneyimlerle çapraşık sonuçların
bilgece kullanıldığı mimarinin gerekliliğini düşündüm. Öğrenen, öğrendikçe
akıllanan yapay arkadaş “YA”, şimdilik bilim kurgu da olsa kuram ve kavramlarla
örtüşmesi, YA’nın elinden tutacağımız günlerin sayılı olduğunu gösteriyor.
Gelecekte
beynimizin yetkinliklerini, anlamlandırma ve öngörü kabiliyetlerimizi
geliştirdikçe, Klara YA ile
buluşmanın zamanını tahmin etmeye çalıştım. Genç araştırmacıların gecelerini
gündüze katarak yeni buluşlar peşinde koşarcasına uğraştıklarını gururla
izliyoruz. Bağlantıların etkinliğini geçerli hale getirerek, birlikte aşama
kaydetmenin, ilerlemenin anahtarı olduğu bilinciyle keşiflere devam etmeliyiz
Uzaktan kimlik
doğrulamanın nasıl boyut değiştirebileceğini, cesaretle yenilikçiliğin
“Inovasyon” cazibesiyle geleneksel duvarları yıkacağına tanıktık edeceğiz.
“Öğrendikçe,
bilmeye devam ettikçe, ne kadar az şey bildiğimin farkına varıyorum”
İcrayı San’at
Eyle