Geleceğin öngörüldüğü, yaşam tarzından, iş modellerine, eğlenceden öğrenmeye değişimin uyumluluğunun araştırıldığı göz alıcı yerleşke.
Bilimsel, kültürel keşifleri gerçekleştirmek, buluşları yönlendirmek, gençlerin yaratıcılığını desteklemek temeline dayanan yapılanma.
Tasarımı ile iletişimi, ağ oluşturmayı, ortak mekanlarda rahatlıkla bir arada fikir üretmeyi özendirici mimarisi... Dış mekanlarında yeşile bürünmüş doğası, öğrencileri yenilikçiliğe yönlendirecek sistemleri ile çekim merkezi olacağı kuşkusuz. Yöneticiler, özgün ürünlerin geliştirilmesine, öğrenmeyi öğrenci merkezli düşünmeye odaklanmış yaklaşımları ile etkin projelerin hayata geçirilmesinde yol gösterici olarak var güçleri ile çalışıyorlar.
1992 yılında, Netaş Araştırma ve Geliştirme binasının tasarımı sürecinde önemle üzerinde durduğumuz konu başlıklarının çok daha fazlasının uygulamaya alınmış olmasını hayranlıkla gözlemledim. Netaş ArGe binamızda 400 Araştırmacı dikey inşa edilmiş yapı içinde 5 katı kapsayacak şekilde yerleştirilmişti. Araştırma geleneği, iletişim temelli kurgulanması neticesinde kişi başına 10 m2 geniş alan tahsisine öncelik vermiştik. Dikey yapıların diğer katların bulunduğunun da farkına varılması gerçeğinden hareketle binanın ortası tamamen boş bırakılmıştı. Böylelikle araştırmacılar bulundukları katların dışında diğer katları da rahatlıkla görebilmekte ve büyük bir ailenin parçası olmanın haklı gururunu yaşıyorlardı.
Zemin katta her kattan görülebilen özenle yetiştirilmiş bitkilerden oluşan bahçemiz resmi tamamlıyordu. Bahçemizin etrafını kuşatan laboratuvarlarda çalışmak doğa ile içiçelik demekti, haklı olarak laboratuvarlarda denemeler, testler, sahada gerçekleştiriliyor algısı yaratıyordu.
İletişimi destekleyen odak noktaları, panolar bir bütün olarak konumlandırılmıştı. Küresel başarı işte böyle bir şeydi, çalışana değer ölçülemez, ancak geri dönüşü tarihsel izlerini bırakacak ürünler olacaktı.
BAU Future Campus gezerken hatıralarım canlandı. Uzun iletişim koridoru, yatay mimari neticesinde toplam mekanın algılanması, ekranlar üzerinden güncel bilgilerin paylaşılması. Laboratuvarlar, kütüphane, koridor üzerinde afişler, sergi alanları ve saymakla bitmeyecek daha nice güzellikler öğrenciler ile buluşuyor. Teknopark şirketlerinin ve kuluçka merkezinin de faaliyete geçmesi ile Üniversite/Sanayi/Girişimcilik burada girişte ki 750 yıllık zeytin ağacı gibi yeşerecek ve kalıcı olacaktır.
Doğa mı? 180,000 m2, yürüyüş, spor imkanı.
Ağacın altında Homeros'un Troya Savaşını anlatan İlyada destanı şiirden bir alıntı.
"Ben herkese aitim, ben kimseye ait değilim. Sen gelmeden önce de vardım, sen gittikten sonra da var olacağım"
Yeniden öğrenci olmak istiyorum.
Yerleşkeyi ülkemize kazandıran üniversite yetkililerini kutluyorum, emeklerine sağlık. Eminin küresel başarıları kucaklayacak genç yeteneklerle gurur yaşayacağız.