Salgın süreci, karaya oturmuş gemi örneği, yaşam tarzımızı incitecek kadar
derinlemesine değiştirdi. Bağlantılı kalabilmenin, tutsaklıktan kurtulmanın
çaresini sanal ortamlara göçte bulduk. İstemediğimiz bir limana sığınmak
zorunda kalmıştık. Uyumluluk yetilerimizi ciddiye alarak bağlantılı
kalabilmenin ilk adımlarını attık, hazırlandık ve yeniliklere alıştık. Şimdi
ise bulunduğumuz koşullara veda etmek yerine çektiğimiz zahmetlere değer farklı
çözümler üretmek için kollarımızı sıvadık.
Geçmiş dönemlerde biriktirilen verilerin ve eğilimlerin gelecek öngörüsü
oluşturabilmede yetersiz kalacağı gerçeğiyle yüzleşmek zorundayız. Belirgin
olarak yeniden araştırmalı, tanımlar yapmalı ve modeli bir daha baştan tasarlamalıyız.
2020 yılı sonu itibari ile dünya nüfusunun %85 oranında 4G mobil kapsama
alanında bulunması önemlidir. 2/3G teknolojilerinin hala kullanımda olmasını
ilave edersek oran %94 olacaktır. 4G Gelişmiş ülkeler %97 seviyesine erişmiş, gelişmekte
olan ülkeler %82 kapsayıcılık ile onları takip etmektedir. Coğrafi olarak
dikkatle incelendiğinde de aynı tablo karşımıza çıkmaktadır. Yöresel dağılım da
aynı şekilde kentsele göre kırsala daha az öncelik verildiğinin
göstergesi olarak ortaya çıkmaktadır. Ev internet bağlantısı rakamları
kentsel/kırsal oranı iki katı daha yüksek erişim ile resmi daha çarpıcı hale
getirmektedir. Cinsiyet eşitsizliğine sahip çıkmak, farkı kapatacak programlar
geliştirmek mobil sektörümüzün sorumlulukları arasında bulunmaktadır. Yakışan
da budur.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir
Gelişme Genişbant Komisyonu, erişimin ve kullanımın gelişmesinin karşısında iki temel mesele ile başa
çıkma koşulunu belirgin olarak somutlaştırmıştır. Birincisi ICT yeteneklerinin
geliştirilmesi, ikincisi kullanım giderlerinin satın alma gücü katsayısı
hedeflerine indirilmesidir.
2-Satın Alma Gücü: 2025 hedefi olarak genişbant için ödenen fiyatların
gayri safi milli gelire oranının %2 seviyesine çekilmesini öngörmüştür. Araştırıcılar
mevcut durumun %4 civarında oldukça yüksek ölçüde sayılabilecek basamak
kademesinde bulunduğunu belirlemişlerdir. Salgın süresi boyunca küresel
bağlantılı kalabilmenin karşısında bilgiye erişimin, tüketmenin ve üretmenin bedeli
belirgin engel olarak açıklanmaktadır.
1-Sayısal Yetiler: Bilgiyi aktarma, iletişim, kullanma, üretme, araştırma
bölgelerinde “dijital” kapasitenin artması amacına yönelik olarak bağlantılı
kalabilme saygınlığı yükselecektir. Göz ardı edilmemesi gereken diğer yansı da sayısal
yeteneklerden uzak gençlerin, istihdam ve iş bulabilmelerinin sıkıntıları
içinde bulunacaklarıdır. Eski alışkanlıklardan temizlenmek, eksik becerilerin
çaresine bakmak şimdiki zaman yaklaşımı olacaktır. Aynı komisyon 2025 hedefi
olarak en az %60 nüfusun minimum maharet seviyesine ulaşmasını sürdürülebilir
sayısal yetenekler için şart olarak öngörmektedir. Mobil işletmecilerin alt
yapı hizmetlerini çeşitlendirdiklerine ve renklendirdiklerine tanıklık
etmekteyiz. Öğrenim gibi fark yaratacak değerlerin sonuçlarının ölçülmesi ve
paylaşılması kıyaslama örnekleri oluşturacak ve rekabetçiliği arttıracaktır.
Mobil işletmecilerin görevleri içinde bulunan katma değerli servisler
tanımı ile yetinmeyerek okula yeni başlayan öğrenciler gibi taze defterlere,
keşfedilmemiş yazılar yazmalı, şekiller çizmeliyiz.
Daha önce de değindiğimiz sayısal finansal hizmetler internet kullanımının
cazibesine zemin hazırlamaktadır. Etkin iş yapış biçiminin ilacı olarak sunulan
muazzam Fintech fırsatlarını ısrarla geliştirmek zorundayız.
Şaşırtıcı gerçeklerden bahsederek devam edelim. Ekonominin, istihdamın
temel itici gücü Mikro, Küçük, Orta işletmeler “MKOBI” internet kullanımında
maalesef aynı başarıyı yakalamaktan uzaktırlar. ITU (International
Telecommunciations Union) 2025 yılı hedeflerinde bağlantısız işletme sayısının
güncel rakamların yarısına indirilmesini hedefini açıklamıştır. Sayısal
ekonominin yeni biçim olarak benimsendiği dönemde yarışma koşullarını yerine
getirmek şart olmaktadır. MKOBİ gereksiniminden yola çıkarak çekinmeden
uluslararası meydanı boş bırakmayacak çözümleri daha önce deneyimlemeliyiz.
Azla yetinmeyerek, heyecanla bekleyen sektörlerin heveslerini uygun iletişim olanakları ile desteklemeli ve kenetlenmeliyiz. Kaynak sağlamanın dışında işletmelerin bağlantılarının daha kalın ve kopmayacak malzeme gibi itinayla örülmesinde yol gösterici olma gerekliliği bilincinde olmalıyız.