Mustafa Kemal ve silah
arkadaşları 1919 – 1922 yılları arasında şartların inanılmaz elverişsizliğine
rağmen halkına güvenmiştir. Üstün zekâsı ve liderlik vasıflarıyla misakı milli
sınırları içinde ülke bütünlüğünü korumak amacıyla, çok cepheli, askeri ve
siyasi kurtuluş mücadelesini erkeği, kadını, gençleri ile birlikte, başlatmıştır.
1918 de imzalana Mondros
anlaşmasının hemen ardından vatan toprakları dört bir yandan işgal edilmeye
başlanmıştır.
3 Yıl sonra 1921 İşgal
sürmektedir, işgal kuvvetleri Ankara’ya harekât emri almıştır. Ve 2 Eylül 1921
tarihinde Ankara’ya 50 km mesafeye kadar yaklaşmışlardı. Sakarya Meydan
Muharebesi… Mustafa Kemal Paşa’nın bizzat komuta ettiği karşı taarruz 10 Eylül
1921 sabahı başlamıştır. 13 Eylül 1683 tarihinde İkinci Viyana kuşatmasıyla
başlayan geri çekilme 238 sene sonra yine bir 13 Eylül'de ilk kez durdurulmuştur.
Sakarya Meydan Muharebesi kazanılmış, kahramanlık destanı yazılmıştır.
Sakarya zaferini Mustafa Kemal
Paşa’nın o ünlü sözleriyle analım.
“Hatt-ı
müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır. Vatanın her
karış toprağı vatandaş kanıyla sulanmadıkça vatan terk olunamaz."
Bir yıl sonra, Tarih 20 Temmuz 1922… 100 yıl önce Türkiye Büyük
Millet Meclisi toplanmış ve tamamlanan oturumda Mustafa Kemal Paşa’ya Dördüncü
kez Başkomutanlık yetkisi verilmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk Nutuk’ta
anlatıyor. Şimdi kendi sözlerinden Nutuk’tan
okuyorum.
“Genel Kurmay Başkanı 13
Ağustos’ta cepheye gitmişti. Ben birkaç gün sonra hareket ettim. Hareketimi çok
sınırlı sayıda birkaç kişiden başka bütün Ankara’dan gizledim.
Benim Ankara’dan ayrılacağımı
bilenler, buradaymışım gibi davranacaklardı. Hatta benim Çankaya’da çay
ziyafeti verdiğimi de gazetelerde ilan edeceklerdi. Bunu kuşkusuz o zaman
işitmişsinizdir. Trenle hareket etmedim. Bir gece otomobille tuz çölü (Koçhisar)
üzerinden Konya’ya gittim.
Konya’ya hareketimi orada hiç kimseye telgrafla
bildirmediğim gibi, Konya’ya varır varmaz telgrafhaneyi kontrol altına
aldırarak Konya’da bulunduğumun da hiçbir yere bildirilmemesini sağladım.
20 Ağustos 1922 günü öğleden
sonra saat 16.00’da Batı Cephesi karargâhında yani Akşehir’de bulunuyordum.
Kısa bir görüşmenin ardından 26 Ağustos sabahı düşmana saldırı için Cephe
Komutanına emir verdim.
24 Ağustos 1922’de karargâhımızı
Akşehir’den saldırı cephesi gerisinde ki Şuhut kasabasına taşıdık. 25 Ağustos
sabahı da Şuhut’tan savaşı yönettiğimiz Kocatepe’nin güneybatısında çadırlı
ordugâha naklettik.
26 Ağustos 1922 Sabah Kocatepe’de hazır bulunuyorduk. Sabah
05.30’da topçu ateşiyle savaş başladı.
“Ordular ilk Hedefiniz Akdeniz
İleri”
Mustafa Kemal Atatürk Nutuk’ta
devam ediyor.
Her evresi düşünülmüş, hazırlanmış, yönetilmiş ve zaferle
sonuçlandırılmış olan bir harekâttır. Türk ordusunun, Türk subay ve komuta
heyetinin yüksek güç ve kahramanlığını
tarihte bir daha belirleyen
çok büyük bir eserdir.
Bu eser Türk ulusunun özgürlük ve
bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz
anıtıdır. Bu eseri yaratan bir ulusun bir çocuğu,
bir ordunun başkomutanı
olduğum için sonsuza kadar mutlu ve bahtiyarım”
Mustafa Kemal Atatürk Nutuk’ta
“31 Ağustos 1922 günü ordularımız ana
kuvvetleriyle İzmir yönünde yol alırken, diğer kısımlarıyla da düşmanın
Eskişehir ve kuzeyinde bulunan kuvvetlerini yenilgiye uğratmak üzere
ilerliyorlar. 9 Eylül 1922 Ordularımız İzmir rıhtımına ilk verdiğim hedefe,
Akdeniz’e vardılar”
Kaynak: Türkiye İş Bankası Kültür
yayınları 2016
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk -
Gençler için fotoğraflarla nutuk”
Sevgili dostlar ne iyi ettiniz de
geldiniz.
Bize bu güzel günleri armağan
eden, gözlerini kırpmadan canlarını feda eden kadın, erkek, çocuk bütün vatan evlatlarını,
1899, 1900 ve 1901, doğumlu 23, 22, 21 yaşlarında gencecik şehitlerimizi,
gazilerimizi, onları gururla onurla vatani göreve gönderen kocaman yürekli
anneleri, babaları, kardeşleri rahmet, saygı ve şükranla anıyoruz.
Onların manevi huzurunda bütün benliğimizle
eğiliyoruz.
Ve Mustafa Kemal Atatürk’ün
barışçı sözcükleri yıllardır kulaklarımızda yankılanıyor.
“Yurt’ta sulh, cihan’da sulh”
Zaferimizin 100. yıl dönümünü
coşkuyla doya doya kutlanması dileklerimizle… Esen Kalın