Dönme Dolap - Hoş Geldin 2023

2022 yılında kendimizi sanki bir Dönme Dolap içinde hissettik. Şimdi aşağı yukarı, inişli çıkışlı bir yılı tamamlamanın sevincini yaşıyoruz. Yukarılarda mutluluğu, aşağıda kederi paylaştık. Yukarıda güneşin cömertçe sunduğu sıcacık ışıkla ısındık, aşağıda soğuk gerçeklerle yüzleştik.

Uzun dönem düşünemedik, planlayamadık, anlık çözümlerle yetindik. Dönüş hızının değişkenliğine uyum göstermek için çaba harcadık. Sanal ortamlara umutla sarıldık, iletişimimizi, bağlılığımızı kaybetmedik. Rüzgârda savrulan yapraklar olmadık.

Aradığımız samimiyeti ailemizin kollarında, umut dolu kalplerinde bulduk. Başımızı dayadığımız dostlarımızın omzunda soluklandık.

Zaman her şeyin ilacıdır, derler. Tüm zamanların çakışıklığını ve bütünlüğünü özümsemeye çalıştık. Yaşamımıza özlemle ve olumlu gözlemle yol çizmenin mutluluğunu tattık. Sezgilerimize güvenerek seçimlerimize yön verdik.

Yeni yılda onurla, duraksamadan tutkulu hayallerimizi gerçekleştirmek için sabırsızlanıyoruz. 

2023; Cumhuriyetimizin 100. yılının hayranlıkla hatırlanacak anılarla bezenmesini, barış dolu bir dünyada, aileleriniz ve sevdiklerinizle sağlık, mutluluk, başarı dolu geçmesini en içten duygularımızla diliyoruz.

Sağlıcakla kalın, esen kalın.

One Size Fits All? or Made to Measure?

“1SFA” One Size Fits All vs “M2M” Made to Measure

What a lovely epigram. Thinking, talking about the concept makes my life meaningful in every aspect. Whether being part of my personal, business as well as social endeavour I always had an invisible connection to this phrase. Let’s deep dive and check out how an impactful M2M be generated with this thought in mind.

Welcome to a new year where uniqueness takes priority.

M2M - Taking care of customers.

Kadına Şiddet

 

Değerli Rotary Ailem, seçkin misafirler sizleri sevgi ile selamlıyorum.

Açı Lisesi, Kadın Dans Tiyatrosu ve Yönetmen İlayda Özne Tezcan, size ne kadar teşekkür etsek yeterli olmayacaktır. İyi yürekli oyuncuları kutluyorum, biraz sonra izleyeceğimiz gösteri için emeklerine teşekkür ediyorum.

21. Yüzyılın hemen başında Birleşmiş Milletler “Yüzyılın Hedefleri” “Millennium Development Goals” MDG 2015 Gelişme Hedeflerini açıklamıştı. Günümüzde “Sürdürülebilir Gelişme Hedefleri” “Sustainable Development Goals” SDG 2030 finansal kaynak ihtiyacını da kapsayacak şekilde güncellendi. 17 ana alan birleştirici, birlikte, özlenen yaşam kalitesine erişmek için tanımlandı.

Maddeler içinde 5. Ana konu cinsel eşitliktir. Sizden ricam SDG BM raporunun madde 5 belgesini indirin, inceleyin, anlatın. 2020 yılında 96 ülkeden elde edilen veriler 17 hedefin 5. Maddesinde kadınları ilgilendiren konuları ve belirlenen çıktıların özetini sizlerle paylaşmak istiyorum. Şu çarpıcı sayılarla karşılaşacaksınız.

1- %50 ülke içinde parlamentoda kadın kotası bulunmamaktadır.
2- %63 ülkede kadın tacizleri yasalarında eksikler bulunmaktadır.
3- %50 ülkeden fazlası kadınların bazı alanlarda çalışmasını sınırlandırmıştır.
4- 736 Milyon 15 yaş ve üzeri kız ve kadın en az bir kez fiziksel ve cinsel tacize uğramıştır.
5- En az 2 milyon kadın farklı tacize uğramıştır.
6- Çocuklu kadınların haftada ortalama en az 31 saati bakım için harcamıştır.
7- Az ve orta gelişmiş ülkelerde 234 milyon kadın internet erişimine sahip değildir.
8- Ve maalesef sadece %19 ülkede bütçelerin cinsel eşitlilik için takip edildiği sistemler vardır.

Verilere dayalı tanım koymanın öneminin hepimiz farkındayız Sizlere örnekler sunduğum belgeyi BM sitesinden indirebilirsiniz. WA veya mail yoluyla ben de sizinle paylaşabilirim.
Sevgili katılımcılar ben arama motorlarında Kadına Şiddet kelimelerinin öncelik almasını açıklayamadığım gibi kavrayamıyorum da. Dünya ülkeleri yenilikçi kavramlar geliştirirken nasıl oluyor da biz hala çıpalarımızdan kurtulamıyoruz. Bilimi, sanatı, sporu, sosyal yaşamı, hayatı omuz omuza eşit paylaştığımız zaman çağdaş dünyada ileri düzeyde yer alabiliriz.

UR Başkanımız Jennifer Jones “DEI” Çeşitlilik, Hakkaniyet ve Kapsayıcılığın çağrısını “hiç kimse dışarda kalmasın” başlığıyla vurgulamakta ve dünyaya sürekli duyurmaktadır. Duraksamadan, incelikle, karış karış, düzenli tırmanışa devam etmeliyiz.
Saygı, hoşgörü, özgüven, sağduyu, duyarlılık, karşılıklı öğrenme, sevgi dolu hayranlıkla, imrenilen bir toplumda, onurla yaşamak dileklerimle…

Övgüyle hatırlanacak etkinliğe ev sahipliğini üstlenen Dolmabahçe ve Fındıklı Kulübümüzü ve eş Başkanlar Hazal ve Melih’i kutluyorum, çok teşekkür ediyorum.

Sessiz İstifa

Salgın süresi boyunca evlerimize kapalı kalmanın kalıcı olumsuzluğunu üzerimizden atmakta zorlanıyoruz. Değişimin kolay olmayacağını tahmin etmiştik ve önceleri sanal ortamlara uyum sağlamakta sıkıntı yaşamıştık. Zaman içinde yeni alışkanlıklar edinmenin rahatlığı içinde yeniden verimli olabilmenin sırlarını keşfettik.

Yaşam ve iş dünyası yeni koşullarda bir şekilde devam edebiliyordu. Bir arada bulunamamanın, karşılıklı görüşememenin etkilerinin kendisini göstermeye başlaması sonucunda verimliliğimizin düşmesi de kaçınılmazdı.

Nasıl olsa temel ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyorduk. Teknoloji imdadımıza yetişmişti. Bizi yalnızlıktan kurtarmış bağlantılı kalabilmemize olanak sağlamıştı.

Better Late than Never

Well I used to be intrigued with the phrase “Better Late than Never”. Achieving targets that were set was the sole purpose in my enterprise days. I miss the good old days where time seemed to fly unhurriedly, calmly as if we had ample stretch of space.

Yet every aspect of a project delivery plan were carefully designed. Automation & Computerisation were not at full throttle. Manual processes enabled managers to track details plotted on our walls. Allocating slack periods were a common place. Catering for emergencies as if errors were bound to happen had to be infused.