Elektronik Mühendisliği eğitimini yıllar önce büyük bir hevesle tamamlamıştım. Zamanımızda donanım tasarımı matematiksel modellere dayandırılmak zorundaydı. Hedeflenen sonucun alınabilmesi ölçümlere bırakılmayacak kadar önemliydi. Devrenin amacına uygun bilimsel çıktılar alınmadan kâğıt üzerinden, baskılı hale aktarılması uygun bulunmuyor ve onaylanmıyordu. Kaynakları verimli kullanmak öncelikliydi. Mühendislik zamanının kıymeti söz konusuydu ve bir defada doğru neticenin alınması gerekliydi. Özgüven tartışmasız doğru sentezle elde ediliyordu. Değer yargılarının temeli, tasarımı sağlıklı hesaplamaya dayandırmaktı.
Önceleri bir çelişki yaşadığımı hissettim. Neden derinlemesine matematik ve fizik öğrenmem gerektiğini yadırgamıştım. Biran önce eğitimi tamamlayıp hayata atılmanın sabırsızlığını yaşıyordum. Netaş’ta tasarım mühendisi olarak başlamıştım ilk yıllarıma. Gerçekler kolay kabullenilmiyor, hatalarla yüzleştikçe öğrenebiliyor insan. Bekleneni karşılamayan ürünlerin serüveni de kısa sürüyor. Fayda sağlayamayan, çabucak bozulan elektronik devrelerin kök analizlerinde matematiksel hesaplamaların duyarlılıkla tamamlanmadığını hep fark etmişizdir. El yordamı, deneme yanılma yöntemi tercih edilerek tasarlanan ürünler, hiçbir koşulda başarılı olamamıştır.