Anlatımlarında ve
konuşmalarımda dilimden hiç düşürmediğim, İngilizce “Artificial” kelimesinin
ilk üç harfinin “ART” sanat anlamı taşıdığıdır. Aslında bu sözcük ile sevgi ve
bilgi ile çözüm üretmesi öngörülen yapay zekânın teknoloji/sanat kavramına olan
yakınlığı ve birlikteliği ifade edilmektedir.
Yazılımcıların
bir çırpıda su üstünde yüzen nilüferler gibi ortaya çıkardıkları, renkli
görüntü doyumsuzdur. Zarif biçimlerin, düzgün şekillerin ve çağdaş yazımların türetilmesini
sağlayan kodları tuşlayan parmaklara güvenilmektedir. Hakikaten büyülü ve
gizemli sonuçlar elde etmenin cazibesi giderek artmaktadır. Dolayısıyla
sunulmakta olan alımlı çekiciliğine kapılmak doğal olarak kaçınılmazdır.
Dalgaların üzerinde sörf yapmanın keyfi nasıl bir mutluluksa suyun altını
keşfetmenin merakı da aynı hazzı verecektir. Ne kadar derinlere dalınırsa işin
yüzeyden belli olmayan karanlık görünen çevresi aydınlanacaktır.
Bu sebeple, hiç
düşünmeden kısa yoldan harikalar yaratmanın peşinden koşmak tercih meselesi
olmaya başlamıştır. Çekinmeden faydalanmanın neticesinin artık kişisel danışman
işlevine taşınmasının da farkında olunmalıdır. Elbette böylesine gelişmiş bir
yardımcıdan yararlanmamak yarışı kazanamamak ile sonuçlanacaktır. Deneyimin alışkanlık
haline getirilmemesi, verimliliğin ve etkinliğin hasar göreceği yarışmada küme
düşmeye sebep olabilecektir.